03/06/2016
Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu'nun doğusunda ikamet edenlere soruyorum: yaşadığınız yerlere Ermeniler talip, sizce bu tarihçilerin meselesi midir?
Ermeni Meselesinde iş olup bittikten sonra bağırıp, yaygara koparmak çözüm değildir. Bu sadece iç kamuoyunu rahatlatmaya yönelik bir harekettir. Eğer mesele Türkiye lehine çözülmek isteniyorsa bugüne kadar uygulana gelen politikaların aksine "en iyi savunma taarruzdur" ilkesinden hareketle Ermenilerin ve destekçilerinin üzerine gidilecek politikalar üretilmelidir.
Şurası unutulmamalıdır ki eğer Ermeniler gerçekten soykırıma uğramış olsalardı bugün meclislerden kanun çıkartmak yerine Lahey Adalet Divanı, Savaş Suçları Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kurumlarda Türkiye aleyhine davalar açarlardı. Bunu yapamıyorlar. Çünkü iddialarının delili yok. Mahkeme delile bakar.
Ancak mahkeme itirafı da delil olarak kabul eder. Bu bağlamda meclislerden kanun çıkarmalarındaki esas hedef ortaya çıkıyor. Bunların niyeti nihayi noktada TBMM'inden "soykırım olmuştur" ifadesinin yer aldığı bir kanun çıkartarak itiraf almaktır. Bu olduktan sonra mahkeme aşaması ile Türkiye'den tazminat talep edilecek. Tazminat miktarı da insan sayısına göre belirlendiği için Ermeniler her geçen gün sayıyı artırmaktadır. Türkiye yüksek tazminat miktarını ödeyemeyeceği için toprak vermek zorunda kalacaktır.
Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu'nun doğusunda ikamet edenlere soruyorum: yaşadığınız yerlere Ermeniler talip, sizce bu tarihçilerin meselesi midir?
Ermeni meselesini tarihçilere havale etmek en hafif ifadeyle işten kaytarmaya çalışmaktır. Unutulmamalıdır ki; karşınızdaki düşman ve düşmanlar kaytaranlara acımaz.
Peki ne yapmalı?
Başta ifade ettiğim gibi en iyi savunma taarruzdur. Yani, Ermenilere karşı soykırım yapmadık, gelin arşivleri inceleyelim demekle mesele hallolmuyorsa ki olmuyor. O zaman karşı taarruza geçmek lazım.
Şöyle ki; bugün hem bizim hem yabancıların arşivlerinde Ermenlilerin Anadolu'da Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez tüm Müslümanlara karşı giriştikleri katliamlara dair belgeler mevcut. Aynı zamanda bu katliamlara uğrayanların çocuklarından ve akrabalarından kurtulanların yakınları da aramızda yaşıyor. Bu durumda devletin öncülüğünde katliama uğrayanların akrabaları yukarıda adı geçen mahkemelere Ermenilerce katledilmiş ataları için tazminat davaları açabilir. Bunu halk kendiliğinden yapamaz. Devlet organize etmelidir. Sivil toplum örgütü görünümlü yapılar aracılığıyla yürütülebilir. Delilleriyle mahkemeye başvuran binlerce kişi Ermenistan'ı ve Ermenistan'a destek veren ülkeleri dava edebilir.
Mahkemelerden ne sonuç çıkar bilmiyorum ama bu durum meseleyi çözümsüzleştirmek isteyen ve Türkiye'nin başında Demoklesin kılıcı gibi sürekli bir tehdit unsuru olarak tutmak isteyenlerin tavırlarının değişmesine yol açabilir. Kendi kendimize konuyu anlatıp durmak yerine oyunu kuralına göre oynayarak Avrupalının anladığı dilden konuşmak gerekiyor.